Triger kayışı da, çabuk aşınan veya kolay kopabilen bir parça değil. İçeriğinde cam elyafı bulunan lastik kayış çok ince olmasına rağmen yaklaşık 2 ton ağırlık taşıyabiliyor. Dolayısıyla çok sağlam bir yapıya sahip. Ayrıca yağlama gerektirmemesi, hafif olması ve sessiz çalışması, triger kayışının diğer avantajları. Şimdi diyeceksiniz ki madem bu kadar sağlam neden dikkat edilmesi gereken bir parça? Neden tıkırdama veya ıslık sesi gibi hiçbir belirti göstermeden, sesszice kopuyor?
Çünkü triger kayışı kopacağı ana kadar çok rahat çalışıyor ve birdenbire kopuyor. Triger kayışı da fren balatası, disk veya lastikler gibi aşınan bir parça. Kayış kasnağı ve kılavuz makarasına sürtünerek gevşeyen triger kayışı, kapağın altında kontrolsüzce boşa dönüp etrafında bulunan parçalara zarar verebiliyor.
Triger kayışının motora zararvermesi için kopması gerekmiyor bazen yeteri kadar gergin olmayan kayış, üç dört diş birden atlıyor, ardından büyük bir patlama ve neticesinde bir bakıyorsunuz, supaplar pistonlar birbirine çarpıp eğilmiş. Sonuçta motor kullanılamaz hale gelebiliyor. Bu olay nasıl oluyor onu da açıklayayım kısaca.
Triger kayışı koptuğunda eksantrik mili hızını kaybettiği için supap zamanlamaları bozulur ve supaplarla pistonlar çarpışır. Supap eğilir, piston zarar görür. Sonuç olarak motor kullanılamaz hale gelir. Şunu da hatırlatayım bari, triger kayışı sağlam olsa da rulmanın bozulması, kayışın kopmasıyla aynı sonucu doğurur. Bu nedenle rulmandan tutunda tüm sistemi sıkça kontrol ettirmekte fayda var.