Hafıza...
Rengi, kirli beyaz, mat... Ama hafif yağlı. Macun gibi. Rulosundan bozup, şekil verebiliyorsun, iri taneler halinde ufalamak mümkün. Kokusuz. Sinsi yani... 3 bin derece ısı veriyor. Basıncı, dehşet. Bozulmuyor. Al, 15 yıl sakla.
Nedir bu?
A4.
Ankara'da patlayan...
Portekiz malı.
Irak'tan ithal.
Küçücük. El kadar. Komple plastik. Minicik iğnesi dışında metali yok... Bu yüzden dedektörle bile yakalayamıyorsun.
Bu nedir?
Mayın.
İtalyan.
Hatırlayalım...
Kasım 1998.
Hürriyet gazetesi.
Öcalan'a villa tahsis edildiği dönemde İtalya'nın Başbakanı olan D'Alema, ne demiş?
"PKK'ya mayın sattık."
Biraz daha hatırlayalım...
Haziran 1999.
İmralı duruşması.
Öcalan anlattı. Anadolu Ajansı tüm dünyaya servis yaptı. Gazeteler de yazdı.
"Yunanistan, bomba dahil, eğitim verdi, ağır silahlar sağladı. Güney Kıbrıs Rum Kesimi, geçişler ve pasaportlar için yardım etti. Buradan aktarılan paralar, kiliseler aracılığıyla verildi. Paramız Avrupa'da. Çeşitli bankalara yatırılıyor. Ağırlık İsviçre'de... Arşivimiz dağınık, daha çok Avrupa'da... Kazakistan ve Azerbaycan'daki temsilciliklerimiz çok güçlü. Moskova'daki temsilciliğimiz, bunlara para desteğinde bulunuyor. Bayan Mitterand'ın ilişkileri var, doğru. Yugoslavya'da eğitim yaptırdık. İran'da hastanemiz var. Asala ile ilişkimiz oldu. İngiltere, Kürt üzerinde derin bir politikanın sahibi; 150 yıldır... Lord Avebury ile görüştüm. İtalya'da da bir lordla görüştüm. Almanya'da çok sayıda örgüt mensubu var. Alman Senatör Lummer ile Şam'da görüştüm. Almanya'da eylem yapmamamız için benden yardım istedi. Siyasi eğitim merkezi Hollanda... Evler tuttuk, Hollanda makamları ses çıkarmaz. Belçika'da güçlü temsilciliklerimiz var."
Ki, o zamanlar...
Henüz komşumuz olmamıştı ABD.
Unutursan bunları...
Bak, Ankara'nın göbeğine...
Böyle hatırlatırlar.
Ve, ısrarla ısrarla ısrarla ısrarla, diyor ki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt:
"Terör örgütünün arkasındaki kurumlara bakmamız lazım... Kim besliyor bunları? Bunlara bakmamız lazım... Başka bir şey söylemeyeceğim."
Daha ne desin?
"Yaşasın AB... Bizi demokratikleştirecekler" diye havayi fişek patlatanlara soruyorum... Daha ne desin?
Yılmaz Özdil /Sabah, 24 Mayıs