[url=http://http://img.donanimhaber.com/image.aspx/upfiles/8296/2B10D39F4CF9494D934DD97110E4FD61.jpgBuji nedir?
İki elektrodu ve porseleni bulunan parçaya buji adı verilir. Motor silindirlerinde bir kıvılcım atlama aralığı sağlayacak şekilde yapılmıştır.
Bujinin motordaki fonksiyonu nedir?
Bujınin görevi ateşleme enerjisini yanma haznesine taşımak ve elektrotlarının arasında oluşan elektrik atlaması ıle sıkışmış hava yakıt karışımının yanmasını başlatmaktır. Ateşleme bobini aküden aldığı elektrik enerjisini ortalama 30 bin Volt değerine yükselterek bujiye aktarır ve uygun zamanda bu yüksek enerji bujinin tırnakları (elektrotları) arasında yanmayı başlatıcı kıvılcıma dönüşür. Yanmanın ideal gerçekleşebilmesi için bujinin yeri çok önemlidir. Buji, ateşleme haznesinde sıkışmış hava yakıt karışımını her şartta en iyi ateşleyebileceği ve diğer faktörlerden etkilenmeyeceği bir yere yerleştirir.
Bujiler ne sıklıkta değiştirilmelidir?
Kullanım şartlarına ve buji tipine bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte, standart bir bujinin 15 bin km sonunda değiştirilmesi gerektiği söylenebilir.
Buji ömrünü kısaltan faktörler nelerdir?
Buji ömrünü kısaltan başlıca etken kötü yakıttır. Bir diğer önemli etken motor sistemindeki ayarların bozukluğudur. Bu ayar bozukluğuna motorun sürekli olarak zengin karışım ile çalışması örnek gösterilebilir.
Bujinin kullanım süresini doldurduğu otomobil kullanırken anlaşılabilir mi?
Aracınız normalden fazla yakıt tüketmeye başlamışsa, tekleme yapıyorsa, deparlarda zorlanıyor ve ilk hareket esnasında yavaş kalkıyorsa, bu sorunlar bujiden kaynaklanıyor olabilir.
Aracımızın bujilerini kendimiz nasıl değiştirebiliriz?
Bujiyi sökerken önce birkaç tur gevşetilmeli ve basınçlı hava veya fırça kullanılarak bujinin çevresi temizlenmelidir. Böylece buji tam olarak söküldüğünde silindir içine istenmeyen parçaların düşmesi önlenmiş olur. Eğer buji çok sıkı ise onu biraz gevşettikten sonra dişli aralarına girecek şekilde yağ ve pas çözücü damlatılmalı, bir süre beklendikten sonra tamamı sökülmelidir. Aksi takdirde silindir kafasına hasar verebilir.
Takarken bujinin ve motorun birbirine temas edecek (öpecek) yüzeylerinin temiz olmasına dikkat edilmelidir. Buji sıkılırken mümkün ise tork anahtarı ile sıkılmalıdır. Tavsiye edilen sıkılma şekli ilk önce buji tam oturana kadar el ile sıkmak daha sonra aşağıda verilen listeye göre tork anahtarı ile sıkmaktır. Tork anahtarı yok ise; Yeni bujilerde (düz yüzeyli ve pullu) tam oturuncaya kadar önce el daha sonra anahtar ile 90 derece sıkılmalıdır. Kullanılmış bujilerde ise 30 derece sıkılmalıdır. Konik yüzeyli bujilerde ise el ile tam oturttuktan sonra 15 derece anahtar ile sıkılmalıdır. Yukarıdaki hususlara dikkat edilmediği takdirde buji hasar görebilir ve görevini tam olarak yerine getirmeyebilir.
Uzun paso ve kısa paso bujiler arasındaki farklar nelerdir?
Uzun paso ve kısa paso bujilerin görev ve performans olarak aralarında fark yoktur. Motor yapısına bağlı olarak uzun veya kısa paso buji kullanılması gerekir, fakat yanlış kullanıldığı zamanlarda çeşitli arızlar meydana gelebilir.
Kısa paso buji yerine uzun paso buji kullanılması durumunda buji yanma haznesine doğru çıkıntı yapar ve pistona hasar verebilir. Dişlerde oluşan kömürleşme yüzünden sökmek mümkün olmayabilir ayrıca buji aşırı ısınır.
Uzun paso yerine kısa paso huji takılır ise yanma haznesi içine gerekli uzantıyı yapamaz ve bunun sonucunda gerekli ateşlemeyi yapamaz.
Kendi tırnaklarını temizleyecek gerekli ısıya ulaşamaz ve üstü kurum bağlar.
Özel tip bujilerin motor peformansına ne tür katkıları vardır?
Özel tip bujıler yapıları gereği daha düşük ısılarda çalışabildıklerı ıçın aracın soğuk çalışmasında iyi performans gösterirler. Ayrıca kendilerini temizleme ısıları daha düşük olduğundan kirlenme oranları oldukça düşüktür. Yine yapıları gereği üstlerindeki kayıplar oldukça azdır. Özellikle tırnaklarının farklı metaryallerden yapılması kirlenmesini zorlaştırır.Yukarıda belirtilen bu temel farklılıklar buji ömrünü uzattığı gibi yeterli ve düzgün ateşleme ile yakıt tasarrufu, gerçek gücünde çalışma devamlılığı gibi avantajlar sağlar.
Soğutma Sistemi - Motorun Hararet Yapması
Motor niçin hararet yapar?
Motorun hararet yapması sorunu, soğutma sistemindeki arızalardan kaynaklanır. Soğutma sistemi, ideal motor sıcaklık değerlerini sağlamak için motor soğukken motoru ısıtma, sıcakken de motordaki fazla sıcaklığı almak üzere soğutma işlemini yerine getiren sistemdir. Bu sistemin görevini yerini getirmesini engelleyen pek çok faktör vardır: Soğutma sıvısının azalması, radyatör peteklerinin kireçten veya dış pislikten dolayı tıkanması, termostatın veya fanın bozulması, fan müşirinin arızalanması, motor bloğu üzerindeki su tıpasının delinmesi, vantilatör kayışında ve devirdaim pompasındaki sorunlar.
Su kaynatma nedir?
Soğutma sıvısının eksikliğinden dolayı yeteri kadar soğuyamayan motor aşırı ısınarak hararet yapar ve su kaynatır. Motorun su kaynatması, motor soğutma sıvısının azaldığını gösterir. Soğutma sıvısının azalması, buharlaşma ya da sızıntıdan olabileceği gibi motorun soğutma sıvısının tüketmesi de söz konusu olabilir. Soğutma sıvısının azalmasının başlıca nedenleri arasında sıvı iletim borularındaki çatlamaları, hortumların eklem yerlerindeki kelepçelerden ve devirdaim pompasından sızıntıları sayabiliriz. Radyatör hortumları ve radyatör kapağı da sızıntıların sık görüldüğü bölgelerdir. Motorun soğutma sıvısını tüketmesi ise bozuk bir ana conta ya da motor bloğundaki bir çatlaktan veya silindir kapağı contasının yanmasından meydana gelebilir.
Araçlar neden özellikle yaz aylarında su kaynatır?
Soğutma sisteminde arıza olan araçlar yaz-kış su kaynatır. Ancak su kaynatma sorununun yaz aylarında kış aylarına oranla daha sık yaşandığı da bir gerçek. Bunun sebebi, yazın sıcakların etkisiyle artan buharlaşma. Yazın soğutma sıvısı buharlaşarak, azalır ve motor su kaynatmasına neden olur. Yaz aylarında yüksek sıcaklıklarla birlikte ısınan hava, radyatördeki sıvının soğumasını sağlamakta yetersiz kalmaya başlar. Sıkışık trafik ve "dur-kalk"larla birlikte radyatöre hava alımı azalır ve motor sıcaklığı yükselmeye başlar. Bu sırada soğutma işlemini yerine getirmek için fan daha fazla çalışarak radyatörde bulunan sıvıyı soğutmaya çalışır. Aracınızdaki soğutma sıvısının seviyesinde bir eksiklik ya da daha başka bir problem yoksa soğutma sistemi görevini aynen yerine getirmeye devam eder. Aksi takdirde ise, motorun su kaynatması kaçınılmazdır.
Motor hararet yaptığında ya da su kaynattığında ne yapılması gerekir?
Aracınızın hararet göstergesinde ibre, kırmızı ya da "hot" olarak gösterilen bölgeye yaklaşıyorsa, derhal klimayı kapatmalısınız. Klima çalışırken motora giden havayı ısıtır. Bu nedenle klimanın kapatılması motorun soğumasına yardımcı olur. İbre ilerlemeye devam ediyorsa veya kaputunun üstünde su buharı görürseniz, aracınızı hemen uygun bir yere çekip, motoru durdurmalı ve aracı soğumaya bırakmalısınız. Kaputu açarak, motorun soğumasına yardımcı olabilirsiniz. Motor soğutma sıvısı seviyesi kontrol edilmeli eğer eksikse tamamlanmalıdır. Sıvı tamamlama işlemi mutlaka motor soğuduktan sonra yapılmalı. Motor sıcakken yapılacak bir sıvı eklemesi basınçlı sudan ve buhardan oluşabilecek yaralanmalara neden olabileceği gibi, sıcak bir motora yapılacak sıvı eklemesi motor bloğunda çatlamaya kadar varan kalıcı zararlar oluşturabilir. Ancak böyle bir sorunla karşılaştığınızda herhangi bir müdahalede bulunmadan önce firmanızın yol yardım ya da acil servis telefonlarını aramanızı öneririz. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise motor soğuduktan sonra en yakın servise ulaşılıncaya kadar düşük devirde ve hızda gitmelisiniz.
Hararete rağmen yola devam etmek sakıncalı mıdır?
Hararet yapan bir motor eğer aynı şartlarda kullanılmaya devam edilirse avans vuruntusu yapmaya başlar.Avans vuruntusu, soğutma sisteminin çalışmadığını gösterir. Buna rağmen hâlâ yola devam edilmeye çalışıldığında ise motor kilitlenmesine yani piston sıkışmalarına neden olunabilir. Avans vuruntusunu duymaya başladığınızda yapmanız gereken, otomobili durdurup, teknik servisle irtibata geçerek profesyonel bir yardım almak.
Soğutma sistemini ilk günkü performansında tutabilmek için kullanıcıların nelere dikkat etmesi gerekir?
Aracınızın soğutma sisteminin ilk günkü performansını koruyabilmesi için soğutma sıvısının düzeyi, hortum ve borularda çatlak olup olmadığı devamlı kontrol edilmeli. Radyatör hortumlarının üzerindeki çatlakları çıplak gözle görmek zor olduğu için radyatör hortumlarını elle kontrol etmelerini tavsiye ederim. Hortumlar aşırı yumuşak ya da aşırı sertse aracınızı derhal bir yetkili servise götürmelisiniz. Hortum kelepçelerinde ve eklem yerlerinde oluşan pas veya beyaz lekelere de dikkat etmekte fayda var. Çünkü bu bölgelerdeki sorunlar sistemde sızıntı olduğuna işaret eder.
Soğutma sisteminin bakımı hangi sıklıkla yapılmalıdır?
Soğutma sistemi her bakım periyodunda mutlaka kontrol edilmelidir. Soğutma sistemindeki antifriz aynı zamanda pas önleyici özelliğe sahip olduğundan soğutma sistemindeki antifriz yaz ve kış kullanılmalıdır. Antifriz içerisindeki korozyon (pas) önleyici katkı maddeleri zamanla etkilerini kaybeder. Bu nedenle soğutma sistemindeki antifriz mavi antifriz ise 6 yılda, turuncu antifriz ise 10 yılda bir değiştirilmelidir. Antifriz değişimi esnasında kullanılan suyun "saf su" olmasına özellikle dikkat edilmeli.
"Daha fazla antifriz, daha iyi soğutma sağlar" yargısı doğru mudur?
Kesinlikle hayır. Antifriz, motor soğutma suyunun normalde izin vermeyeceği sıcaklık derecelerinde motorun güvenle çalışabilmesi için motor soğutma suyuna eklenen, suyun kaynama noktasını yükselten, donma noktasını ise düşüren kimyasal bir katkıdır. Normalde aracın bulunduğu bölgenin iklim ve coğrafi şartlarına bağlı olarak; yüzde 20 ila yüzde 60 arasında değişen oranlarda motor soğutma suyuna eklenir. Bu oranın üzerine çıkılması, suyun soğutma kabiliyetini düşürür ve kayıplara neden olur.
Kaç tip soğutma sistemi vardır?
Motorlarda hava soğutmalı ve sıvı soğutmalı olmak üzere iki farklı sistem kullanılır. Hava soğutmalı motorlarda ısınan motor hava ve soğutma yağı tarafından soğutulur. Sıvı soğutmalı motorlarda ise, soğutma işlemi motorun içindeki kanallarda dolaşan sıvı (su, antifiriz karışımı) tarafından sağlanır. Günümüzün modern motorlarında hava soğutmalı sistemler sıkışık trafik ortamlarında yetersiz kaldığı için artık yerini daha modern bir sistem olan su soğutmalı sistemlere bıraktı.
Motor Yağı Hakkında...
Motor yağı seçimi ve değişim periyodu
Motor yağının cinsi ve değişim periyodu araç üreticileri tarafından belirlenir. Araç üreticisinin belirttiği spesifikasyon doğrultusunda uygun yağ seçilmesi ve yağ değişimlerinin, genellikle kullanım klavuzlarında yazılan, araç üreticisinin belirttiği periyotlarda yapılması gerekir.
Motor açısından yağ değişiminin önemi nedir?
Motor yağının beş ana görevi vardır; yağlama, koruma, temizleme, soğutma ve sızdırmazlık... Bu görevlerin hepsi, motor için hayati önem taşımakla birlikte, bunların etkinliği tamamen yağ değişimine bağlıdır. Motor cinsi ve gücüne göre araç üreticileri tarafından belirlenen yağ değişim süresi sonunda, yağın niteliğinde azalma olduğu için görevlerini tam gerçekleştiremez ve motorda normalden fazla aşınmalar olmaya başlar.
Motor yağlarının birbirine karıştırılması doğru mudur?
Motor yağlarının aynı spesifikasyon ve viskozitelere (incelik-kalınlık) sahip olduğu sürece değişik markaları karıştırmakta sakınca yoktur. Ancak mineral esaslı bir yağ ile sentetik bir yağın karıştırılması tavsiye edilmez.
Motor yağının kullanım sonrası olması gereken renk nedir?
Genellikle motor yağının kullanım sonrasında da ilk kullanım anındaki açık renge sahip olması beklenir. Ancak yukarıda bahsi geçen motor yağının görevleri arasında temizleme de olduğu için ve yağ motor içinde oluşan kurumu da temizlediği için kararması çok doğaldır. Bu konuyu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Kirlenen ellerinizi lavaboda sabun ile yıkarken, ellerinizden akan su kirleri de içerir, dolayısıyla koyu renktir. Eğer akan su koyu renk değilse, ellerinizdeki kirler akmıyor dolayısıyla, elleriniz temizlenmiyor demektir. Motorlarda da durum aynıdır, eğer kullanılmış yağın rengi koyulaşmamış ise, motorunuzun içi de gerektiği şekilde temizlenmiyor demektir.
Kaç çeşit yağ vardır?
Temel olarak iki çeşit yağ vardır: Hala yaygın olarak kullanılan geleneksel mineral yağlar ve sürekli gelişmekte olan ve kullanımı giderek yaygınlaşan sentetik yağlar. Her iki yağ çeşidi de ham petrolden elde edilir.
Sentetik ve mineral yağlar arasındaki farklar nelerdir?
Aradaki fark, mineral yağların doğrudan doğruya ham petrolden rafine edilmesi, sentetik yağlarınsa, rafine işleminin en saf elemanlarından kimyasal olarak formüle edilmesidir. Bu işlem sayesinde hem ham petroldeki saf olmayan elementler ayrıştırılmış olur hem de bağımsız moleküller modern motorların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yapılandırılır. Laboratuar koşullarında özel olarak formüle edilen bu moleküller daha yüksek düzeyde koruma sağlar ve performansı artırır.
Aralarında dayanıklılık açısından bir fark var mıdır?
Sentetik yağların mineral yağlardan temel farkı, kullanılan özel hammadde ve katıklar dolayısıyla, mineral yağlara kıyasla çok daha dayanıklı olmalarıdır. Sentetik yağlar, özellikle performansa yönelik olarak kullanılırken, mineral yağlar genellikle daha düşük beygir gücüne sahip motorlar için tercih edilir. Sentetik motor yağları, genellikle minerallere kıyasla daha ince oldukları için, motor içinde sürtünmeler dolayısıyla gerçekleşen güç kayıplarını azaltarak aracın daha performanslı kullanımını sağlar.
Sentetik yağları üstün kılan özellikler nelerdir?
Sentetik yağlar, özellikle modern motorların karşılaşabilecekleri en ağır koşullarla baş edebilmek için geliştirilmiştir. Sentetik yağlar, geleneksel mineral yağlara oranla çok daha akıcıdır. Bu akıcılık, motor korumasını büyük ölçüde artırır. Motor ilk çalıştırıldığında mineral yağların dolaşımı belli bir zaman alır; bu da sürtünmeye yol açtığı için yağlanmamış motor parçalarında fark edilir bir aşınma oluşur. Buna karşılık sentetik yağlar, motoru çalıştırır çalıştırmaz yağlama görevini yerine getirmeye başlar ve motor içerisinde hareket halinde olan her parçayı korur.
Sentetik yağlar aynı zamanda fark edilir bir yakıt tasarrufu da sağlar. Mineral yağların ısınması, ortalama bir otomobil yolculuğunda en azından 10 dakikalık bir zaman alır. Daha yoğun yapıları olduğu ve daha yavaş hareket ettikleri için tüm bu süre boyunca motor, daha verimsiz çalışır ve daha çok hararet yapar. Oysa sentetik yağlar çok daha kısa sürede etkin yağlamayı sağladıkları için motor kısa sürede maksimum verime ulaşır.
Sentetik yağların bir başka avantajı da daha çevreci olmalarıdır. Çünkü motor emisyonunu azaltmaya yardımcı olurlar ve katalitik konvertörlerin ömrünü uzatırlar. Tüm bu özellikleriyle modern sentetik yağlar, herhangi bir mineral yağa oranla çok daha üstündür.
Yağlar arasındaki fiyat farkları neden kaynaklanır?
Yağların, tam mineralden tam sentetiğe kadar değişik sentetiklik oranlarında üretilmesi mümkündür. Bu fark fiyatı çok etkileyeceği için, yağ satın alırken yağın mineral mi sentetik mi olduğunu öğrenerek fiyatı değerlendirmek daha doğru olacaktır.
not:
DOD
adresinden alıntıdır..
yardımcı olabildiysem ne mutlu bana