saydıklaarın haricinde ilk aklıma gelenler hidrolik tamamlama. balata kontrolü, yedek ampul, sigorta. tabi hepsinden daha önce aracının neler istediğini bilmemiz gerek. kaporta boya tente vs değil ama aracın taşıyıcı organları ne durumda, yürür aksamı motor ve aktarma organları ne durumda bilmek gerek.
bu kadar detaya girdikten sonra başımdan geçen bir olayı anlatayım.
15 sene kadar önce bir arkadaşım (hangi akla hizmetse) gitmiş bakkaldan ekmek alıyor gibi ucuz diye bir şahin almış. aracı alırken oto pazarına 2 arkadaş gitmişler. bunu beğendik bunu alıyoruz demişler. aracı almışlar. izmirde satıcının tavsiye ettiği (?) bir servise birlikte gitmişler. ust aaraca bakmış. fena değil bu demiş. bunlar da araca binip Akhisar'a getirmişler.
7-8 yaşında araç. ama ticari taksi olarak kullanılmış. araba ağır kaza geçirmiş (sürücü ölmüş). 1 sene açıkta yatmış kazalı şekilde. sonra toplanmış. toplarken de olabilecek en kötü şekilde baştan savma bir halde doğrultulmuş.
ben aracı görür görmez önden büyük darbesi var dedim. o da bana saydı. yahu ne akla hizmet aldın sen bunu dedim. ucuzdu dedi bana. (hey Ya Rabbim)
arkadaş aracı Adana'ya götürecek ama uzun yol tecrübesi yok. yola çıkmadan bir gece önce benden rica etti. benimle gelir misin dedi. tamam dedim. birlikte yola çıkacağımız gün servise götürdük. aracın lastiklerine filan üstün körü bakmıştım. diş derinliği ortaydı. ama titremesi çoktu. bir balans taptıralım dedik. lastikler balans tutmuyor. sebebi? aracın 4 lastiğinin her biri farklı marka ve haliyle desenleri farklı. iki tanesinda yanaktan çok ciddi balon yapmış. (satan adam balonları iç tarafa çevirterek saklamış.) hendeğe alındı araç. usta araç kimin dedi. arkadaş benim dedi. girdik hendeğe. arabanın şasileri ölmüş resmen. bir tarafta 1.5 cm yer tutuyor gerisi pas. diğer tarafta ise 0,5 cm yer ya var ya yok. gerisi çürümüş. koskoca açıklık var. ama o araçla da yol açıkmamız şart. sanayiye gittik. bildiğin su borusunu eğip kaynattı çürük yerlere.
yola çıktık. o araçla o lastiklerle hız yapılmaz ya gençlik var işte. gece arkadaş uyurken bir nissan pikapla kapıştık. 140 vurdum. (akıllı işi değil tabi.) aracın motoru bitik traktör gibi çalışıyor. direksiyonda boşluk devasa. bir şehir girişinde ışıklara yaklaşırken sarıya döndü. frene bastım araba sağa sola gitmeye çalışıyor. resmen iki elimle bütün gücümle direksiyona sarılarak arabayı yolda tutmaya çalıştım.
vesselam arabanın elle tutulur yanı yoktu. ama mecburiyetten uzun yol yaptık o haliyle. ama senin gayet makul bir süren var önünde.
ilk uzun yolunsa aracını mutlaka muayeneye girecekmiş gibi hazırlat. ama daha önce uzun yol tecrüben varsa işler değişir. o zaman aracını muayeneye girecekmiş gibi hazırlat.