Bim'den alışverişimi yaptım, arabama bindim, çalıştırdım yola çıktım. Yolun kenarında 6-7 yaşlarında iki tane çocuk dikkatimi çekti . Biri gri ayakta, ötekisi siyah tişörtlü kaldırıma oturmuş. Derken paat diye bir taş aracın soluna çarptı.
Hemen aynadan dönüp baktım, frene bastım araç toprak yolda kaydı, tozu dumana kattı.
Siyah tişörtlü çocuk, benim aracı durdurduğumu görünce, bir an duraksadı , sonra başladıı ara sokağa kaçmaya.
Arabayı hemen geriye taktım, ara sokağın başında durup kıvrak bir hareketle sokağa döndüm, çocuğun arkasından takip ettim. Gri tişörtlü de arkadaşının yanına yetişmişti
Çocuk bir avluya giren ara bir yola saptı. Ben de aracı durdurup dörtlüleri yaktım, inip arkasından koşmaya devam ettim.
Ara yol üç dört evin açıldığı eski bir avluya çıkıyordu. Avlunun çevresinde eski iki katlı kötü evler vardı. Evlerin merdivenlerine baktım çocuk yoktu. Arkalara baktım, her bir evin arkasında dar bir yol sokağa açılıyordu. Çocuk buralardan kaçmış olabilirdi.
Geriye döndüm. Avluya çıkan yolun kenarındaki evin bahçesinde iki teyze ağaçtan kayısı topluyordu. Onlara çocuğu sordum. "Böyle siyah tişörtlü bir çocuk geçti mi buradan" dedim elimle bel hizamı göstererek.
"Ha" dediler "geçti". Dedim "Kimin oğludur, arabama taş attı, anasına babasına şikayet edeceğim."
"Arab Eşe'nin oğludur, Aha şurdaki evde oturur " dediler.
İşaret ettikleri ev iki katlı, eski boyalı, yer yer sıvası dökülmüş bir evdi. Yukarda bir balkonu, altta ise garaj kapısı gibi paslı bir demir kapı ve bir zil vardı.
"Arab eşe teyze , arab eşe teyze" diye bağırdım. Yaşlı bir teyze balkona çıktı. Beyaz başörtüsünü yukardan bağlamıştı. Üstünde ince ve döküntü bir hırka vardı.
"Teyze, bir çocuk, arabama taş atıp kaçtı, torunun mudur, kulağını çekiver"
"Torunumdur, annesine söyle, kızsın" dedi.
"Annesi nerde" dedim "Aha aşağıdadır zile bas " dedi.
Paslı kapının sağındaki eski zile bastım. Kapı açıldı. 2 basamak merdiven ve nemli, karanlık bir koridor. Yerde halı yoktu, beton nemden siyahlaşmıştı. Hakikaten esmer bir abla kapıyı açtı, bu arab eşe olmalıydı.
"Teyze, senin oğlan benim arabama taş attı.." demeye kalmadı, 2 basamak merdivenle yükselen koridordan bir çocuk kafayı uzattı. Siyah tişörtlüydü, saçları uzundu ve önüne dökülüyordu. Mini mini bir yavruydu.
"Aha bu çocuk " dedim. Elimle çocuğu işaret ettim.
Demeye kalmadı. Arab eşe hızla dönüp, çocuğa okkalı bir tokat vurdu. Çocuk yerinden fırlayacaktı nerdeyse, ağlamaya başladı.
Ben ise şaşırdım ve üzüldüm. Böyle bir son beklemiyordum. Arkama bakmadan hemen kapıdan çıktım. Hızlı adımlarla arabama vardım.
"Noooldu? buldun mu laaan" dedi kayısı toplayan teyze.
"Buldum, buldum " dedim "Annesi, bir tokat çaktı " dedim. İçim ezildi. Bindim arabama çektim gittim.
Mustafa KILIÇ