söylediklerine katılıyorum. saygım da sonsuz. benim tepki gösterdiğim nokta siyasi tercihinden dolayı belli bir kesimi kimsenin aşağılayıcı konuşamayacağını düşünüyor olmam. hangi kesim olursa olsun. karşısındaki insanın siyasi tercihine saygılı olunmalı. herkesin mutlaka bir dünya görüşü vardır. olmalıdır da. olmayan da benim gözümde ottur. ama hangi görüşe sahip olursa olsun herkesin bir nedeni vardır. bir önceliği vardır. ya da diğer görüşe tepkisi vardır ondan bu görüştedir. kimse kimsenin önceliklerini sorgulamamalı. yeter ki önceliği cebini doldurmak üzere olmasın. yeter ki önceliği ülkesinin hayrına düşünmek olsun. niyeti halis olsun. niyeti kötüyse zaten öncelik şahsi menfaatler olur. ki bunu da siyasi görüşle filan açıklayamaz kimse. o kişiler de zaten bakarsın bugün şu partinin arkasında dolanır. ertesi gün bu partinin konvoyunda dolanır. bir sonraki gün filanca partinin peşinde koşar. bu insanların da zaten ülkeyle milletle bir şeyleri olmaz.
gün gelir devran döner. iktidar değişir. bakarsın ki o kızdığın insanlar iktidardaki partinin ihalelerini alıyor. işlerini yine yürütüyorlar. yine çalıyorlar yine çırpıyorlar. benzine de yine zam geliyor. yine herkes şikayetçi. ama yine herkes de Nasrettin Hoca'nın filler hikayesindeki gibi Timur'a giderken Hocanın peşinden üçer beşer sıvışıyor. hocalar yine tek kalıyor Timur'un huzurunda.
arkadaşım sorun iktidar değil. sorun muhalefet de değil. sorun ahlaki kokuşmuşluk. sorun insanların empatiden ve toplumsal fayda görüşünden uzaklaşmış olması. sorun bencillik. ve bu sorun toplumun her kesimini kapsıyor. Akparti'lisini de CHP'lisini de MHP'lisini de meclisteki 4. partiye zaten sözüm yok. ülke çıkarından bahsedilirken ondan bahsederek boşuna satır tüketmek istemiyorum.
edit: sona belki biliyor olabileceğiniz bir hikaye eklemek istedim. durumumuza çok uyuyor. (Alıntı)
Hikayemiz Herkes, Birisi, Herhangi Biri ve Hiç Kimse adlı dört kişi hakkında...
Yapılması gereken bir iş vardı ve Herkes, Birisi’nin bu işi yapacağından emindi.
Gerçi işi, Herhangi Biri de yapabilirdi. Ama Hiç Kimse yapmadı... Birisi buna çok kızdı. Çünkü iş Herkes’in işiydi.
Herkes, Herhangi Biri’nin bu işi yapabileceğini düşünüyordu. Ama Hiç Kimse, Herkes’in yapmayacağının farkında değildi.
Sonunda; Herhangi Biri’nin yapabileceği bir işi, Hiç Kimse yapmadığı için, Herkes, Birisi’ni suçladı...
eklemişken bir şey daha ekleyeyim bari:
Japanese attitude for work : "If one can do it, I can do it. If no one can do it, I must do it."
Middle Eastern attitude for work : "Wallahi if one can do it, let him do it. If no one can do it, ya-habibi how can I do it ?"
Japonların iş anlayışı (yaklaşımı)
eğer bunu biri yapabiliyorsa ben de yapabilirim. eğer kimse yapamıyorsa, ben yapmalıyım.
Orta Doğu iş anlayışı (yaklaşımı)
Vallahi eğer biri yapabiliyorsa, bırak o yapsın. eğer kimse yapamıyorsa, ya habibi ben nasıl yapayım?