Gönderen Konu: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi "DEVRİM"  (Okunma sayısı 15494 defa)

Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi "DEVRİM"
« : 31 Mayıs 2008, 10:14:18 »
Kurtuluş Savaşı zamanında o zamandaki adı  Eskişehir cer atelyesinde yapılması çok tehlikeli olan top mermilerini tornalayarak çaplarını küçültüp  kullanılmasını sağlayarak Milli Mücadeleye çok büyük katkı sağlayan; Kıbrıs Savaşında A.B.D nin kullanmamamız için aldığı füze rampalarını o zamandaki ismi ile E.L.M.S. ( Eskişehir Lokomotif Motor Sanayi) de  yeniden inşa edilerek   orjinalden daha hassas isabet ederek galibiyetimize katkı sağlayan şu anda sadece  Eskişehirlilerin ve demiryolcuların bildiği kendi halinde unutulmuş Türkiyenin en eski   fabrikalarından  112 yıllık  TÜLOMSAŞ ( Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi ) ta 1961 yılında  Türkiye'de otomobil imal edilemez denirken o zamandaki  ihtilal hükümetinin emriyle 4,5 ayda üretilen Türkiye'nin ilk yerli otomobili  DEVRİM'in  hazin öyküsünü aşağıdaki linklere yükledim.
          Eğer Devrim projesi devam etseydi acaba Türkiye dünya otomobil pazarında şimdi ne durumda olurdu?...
          Şu anda ki yerli otomobil fabrikalarından kaç tanesi olabilirdi acaba?







Tarih 16 Haziran 1961. Türkiye sıkıntılı bir dönemin ardından yeniden yapılanmaya çalışıyor. İhtilal sonrası dönemde bir söylenti ortalıkta dolaşıyor, “Türkler araba yapamaz”… Dönemin iktidarı, 16 Haziran günü Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 tanesini toplantıya çağırıyor. Amaç ise, “Türkler araba yapamaz” kanısını ortadan kaldırmak. Ve ilk Türk yapımı Devrim arabasının öyküsü burada başlıyor…

          Türklerin, dünyaya bir meydan okuma hikayesidir Devrim arabasının serüveni... Dönemin iktidarı, 29 Ekim kutlamalarına yetişmesi için bir araba siparişi veriyor Eskişehir’e. Aracın adı Devrim. İmkansızı başarmanın nasıl olduğunu gösteriyor Devrim arabası. Çünkü arabanın yapımı için verilen süre çok kısıtlı ve bir kanı var ortada dolaşan: “Türkler araba yapamaz”…
Tüm ülkede üniversiteden, basına; bir avuç sanayiciden politikacıya, sesi duyulabilen kimse ne otomobil ne de motor yapılabileceğine inanıyor, özel sohbetlerde, röportajlarda, film gösterili konferanslarda bu görüş vurgulanıyor.

          Ancak inanılmaz bir şey gerçekleşiyor. Ve araba, 28 Ekim 1961 sabahı Türkiye’de yapılan bir otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekleri üzerinde ve yine Türkiye’de yapılan kendi motorunun gücüyle Büyük Millet Meclisi Binası önüne götürülerek Devlet Başkanı Cemal Gürsel Paşa'ya sunulabiliyor…

          29 Ekim 1961 günü ise Devrim, Cumhuriyet kutlamalarına katılıyor. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel gelmeden tüm hazırlıkları tamamlanan Devrim’in bir tek benzini unutuluyor. Cumhurbaşkanı Gürsel, benzini konulmayan arabanın ön koltuğuna oturuyor. Araç meclisin bahçesinde tur atarken; herkes pek keyifleniyor. Ne de olsa bu kendini kanıtlama savaşı ve bu savaş yine kazanılıyor. Cemal Gürsel, bu arabayı Atatürk’ün de görmesini istiyor ve Devrim’i Anıtkabir’e götürülmesi için talimat veriyor. Ancak benzini unutulan araba henüz 100 metre ilerlemişken duruyor. Devrim'in kıymetli yolcusu, şaşkın bakışlarla süzüyor "devrimin itici gücünü"... Şoför "Benzin bitti" diye boynunu bükünce , Cemal Gürsel durumu şöyle özetliyor: "Batı kafasıyla otomobil yaparız, Doğu kafasıyla ikmali unuturuz."


DEVRİM NASIL YAPILDI

          Projeyle başka bir kuruluşun değil de TCDD’nin görevlendirilmiş olmasının nedeni, o tarihlerde TCDD’nin onarım amacıyla kurulmuş fakat geniş ölçüde yedek parça imal eden Ankara, Eskişehir, Sivas ve Adapazarı’ndaki fabrikaları ile önemli bir teknik potansiyeli ve yetişmiş işçisinden mühendisine kadar güçlü bir teknik kadrosunun bulunmasıydı. Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu, yönetim grubunun başı olarak 20 mühendisin olağanüstü bir tempoyla fakat gönül rahatlığı içinde çalışmasını sağlayıp eş yöneltmek suretiyle birinci derecede rol oynamıştı. Devrim için ayrılan ödenek 1.400.000 TL, yapılışı için verilen süre ise 4.5 aydı.

          Zamana karşı yapılan yarışın kazanılmasında ikinci etken, görev alan mühendislerin, proje süresince hafta sonları da dahil her gün, en az 12’şer saat, gerektiğinde bazı geceleri, sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat kestirerek, işbaşında kalmayı yüksünmeyecek ölçüde davaya gönül vermiş olmalarıydı. Çalışmalar için, Eskişehir Demiryolu Fabrikalarında dökümhane olarak yapılıp kullanılmayan bir bina seçildi. Elden geldiğince çeşitli tipte otomobil yapısını yakından inceleyerek fikir edindikten sonra yapılacak tipin boyutları, motor, şanzıman vb. öteki grup ve parçaların nasıl tasarlanıp imal edileceği üzerinde durulması sonucuna varıldı.

          Önce otomobilin ana hatları belirlendi. Dört ila beş kişilik, toplam 1000-1100 kg. ağırlığında orta boy denilebilecek bir tip üzerinde uzlaşıldı. Motor 4 zamanlı ve 4 silindirli olarak, 50-60 BG. vermeliydi.

          Karoser için hazırlanan 1/10 ölçekli maketlerden seçilen 1/1 ölçekli alçı modeli yapıldı. Karoserin damı, kaput ve benzeri sacları, sonra bu modelden alınan kalıplarla yapılmış beton bloklara çekilmek ve çekiçle düzeltilmek suretiyle tek tek imal edildi. Karar verilen yandan supaplı bir 4 silindirli motorun, gövde ve başlığı Sivas Demiryolu Fabrikalarında dökülüp, Ankara Fabrikasında işlendi. Piston, segman ve kolları Eskişehir’de yapıldı. Motor Ankara Fabrikasında monte edildi. Frenlemede 40 BG.’den fazla güç alınamayan bu motora alternatif olarak Ankara Fabrikası aynı gövde ve krank milinden yola çıkarak başka bir tip geliştirdi.

          B Tipi adı verilen üstten supaplı bir üçüncü motor da bu kez tanınmış bir 6 silindirli otomobil motorundan esinlenerek, fakat krank ve eksantrik milleri yeni baştan çizilip, hesaplanmak suretiyle Eskişehir’de imal edildi. Bu motor frenleme de 60 BG.’ye ulaşmış ve daha sonra Diesel’e çevrilerek istasyon aydınlatılmasında kullanılmak üzere yapılan elektrojen gruplarına uygulanmıştır. Süspansiyon grubu ön takımları için “Mc Phearson” sistemi önerilmişti. Bu gün çok yaygın kullanılan bu sistem, o tarihte bulduğumuz kadarıyla bir tek firma tarafından uygulanıyordu. Benimsendi ve Eskişehir’de yeniden imal edildi.

          Eylül sonuna doğru, ön ve arka camları, piyasada bulunabilenlere uydurmak zorunluluğuyla modele göre biraz değiştirilmiş iki gövde çatılmış ve biri A diğeri B tipinden iki ayrı motor hazırlanmış bulunuyordu. Şanzumanlar, Ankara Fabrikasınca tümü yerli olarak yapılmıştı.

          Montaja geçildiğinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri de gövde-motor uyumunu sağlamak, debriyaj, gaz ve fren kumanda mekanizmalarını yerleştirmek ve direksiyonun en uygun konumunu bulmaktı. Ayarlı direksiyon önerisi kabul edilmedi. İki yıl sonra Cadillac bunu bir yenilik olarak getiriyordu. Nihayet Ekim ortalarında Devrim otomobillerinden ilki tecrübeye hazır duruma gelebildi. Elektrik donanımı, diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor yatakları ile cam ve lastikleri dışında tüm parçalar yerli idi.

          Tüm olanların yanında Devrim arabasının en büyük önemi, önemi Türk mühendisinin bir şeyler yapabileceğini, başarabileceğini göstermiş olmasıdır. Belki de Devrim yol ortasında benzini olmadığı için durmasaydı ve üretimi devam ettirilseydi, şu anda Türkiye dünyanın en büyük makine sanayilerinden birini kurmuş olabilirdi.


DEVRİM’İN KÜNYESİ

İmal Tarihi:1961
Ağırlık: 1250 kg.
Uzunluk: 4500 mm.
Genişlik: 1800 mm.
Yükseklik: 1550 mm.
İmal Yeri: Eskişehir Demiryolu Fabrikası
İmal Süresi: 4,5 ay
Üretim Sayısı: 4 Adet Binek Otomobili
10 Adet Motor: 4 adet A4L tipi 3 adet A4T tipi 3 adet B3T tipi
7 Adet Şanzuman: 3 adet A tipi 4 adet B tipi
Silindir Sayısı: 4
Silindir Çapı: 81 mm.
Silindir Hacmi: 20 70 cm
Strok: 100 mm.
Kompresyon: 6,8 : 1
Güç: 50 Hp
Devir: 3600 d/d
Karakteristik: Dört zamanlı


Alıntıdır..
« Son Düzenleme: 14 Temmuz 2011, 09:50:13 Gönderen: nizam »

Logged

Çevrimdışı nizam

  • Volkswagen Türkiye
  • İleti: 9580
  • VW BORA 1.9 TDI 66 kv
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili
« Yanıtla #1 : 31 Mayıs 2008, 10:24:10 »
..................... ne diyebiliriz ki, zamanında böyle bir arabanın üretimine devam etsekdik şimdi vw yerine evrim kullanıyor olurduk ben şahsende gurur duyardım...   ??? :-\
Paylaştığın senindir, biriktirdiğin değil

Yunus EMRE


ARABA ARIYOM BİLADER SORUN MU VAR :)

Çevrimdışı volksport

  • İleti: 3193
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #2 : 31 Mayıs 2008, 10:27:44 »
Paylaşım için Teşekkurler... :tamamdir

Çevrimdışı AhMeTH61

  • İleti: 2223
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #3 : 31 Mayıs 2008, 18:39:17 »
DEVRİM Ve ANADOL SPORT iyi başlanmış ama sonunda kötü bi bilanço gerçekten

Çevrimdışı Halil Kara

  • İleti: 1794
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #4 : 31 Mayıs 2008, 19:37:46 »
Arkadaslar bana bu hikaye nedense sacma geliyor.Arac hakkinda yazilan kitabi da okudum ayni seylerden bahsetmis.
Evet gercektende harika bir is cikarmislar.O kadar surede herseyin mukemmel ilerlemesi beklenemez ama isin ucunda cesaret var basari hazzi var.Turklerin arac yapabildik demesi var ve bunu basardilar.
Simdi dusunebiliyor musunuz aynen bir arac yapiliyor Turkiye de ve Cumhurbaskani araca biniyor benzini bitiyor diye uretimi durduruluyor.Bu kadar basit mi yani?Ortada gunlerce gecesi gunduzune karismis muhendisler var emek var alin teri var.Aracin benzini bitti diye arac kotu mu oluyor.Alirsin hemen benzin tekrar calistirir devam edersin ve istenseydi 5 dakika icinde o araca benzin doldurulabilirdi.
Gercekten de sansizlik aracin benzininin bitmesi.Ya da bir komplo.Bana bu hikaye nedense hic mi hic inandirici gelmiyor.Kitabini da okumustum sinirlendim bir koseye attim...

Çevrimdışı AhMeTH61

  • İleti: 2223
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #5 : 31 Mayıs 2008, 19:43:18 »
Ben bi yazarın köşesinde benzin olayının komplo olduğunu okumuştum.O dönemlerde Türkiye'de otomobil sektörünün ithalat krallarının bu işi yaptırdıklarından falan bahsediyordu ki bencede öyledir

Çevrimdışı Halil Kara

  • İleti: 1794
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #6 : 31 Mayıs 2008, 19:44:49 »
Ben bi yazarın köşesinde benzin olayının komplo olduğunu okumuştum.O dönemlerde Türkiye'de otomobil sektörünün ithalat krallarının bu işi yaptırdıklarından falan bahsediyordu ki bencede öyledir

Su anda da aynen oyle.Degisen pek birsey olmadi.Sahsen bende komplo diye dusunuyorum.Yoksa bu hikaye bana cok sacma geliyor.

Çevrimdışı AhMeTH61

  • İleti: 2223
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #7 : 31 Mayıs 2008, 19:50:09 »
Ama eğer bi komploysa ve Türklerin işine yine Türkler destek değilde köstek olduysa bu vatan hainliğidir.

Çevrimdışı Halil Kara

  • İleti: 1794
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #8 : 31 Mayıs 2008, 19:53:45 »
Ama eğer bi komploysa ve Türklerin işine yine Türkler destek değilde köstek olduysa bu vatan hainliğidir.

Simdi burdan kimseyi vatan haini diyerek suclamak olmaz.Buna zaten biz karar veremeyiz.Herkesin kendi dusuncesidir tabi ki ama biz Anadolu insani boyle hikayelerle uyutulmaya cok alisigiz.Aynen lisede hatta universite de bize anlatilan tarih bilgileri gibi...Neyse fazla yorum yapmayalim forum kurallarini ihmal etmekten korkuyorum...

Çevrimdışı AhMeTH61

  • İleti: 2223
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #9 : 31 Mayıs 2008, 19:56:14 »
 :) Halil Abi şu anda çok doğru bi laf söyledin.Tarih bilgileri herkes kendi yönüne çekiyor ve kendine göre yorumluyor kimi olayı şişiriyor kimi küçümsüyor ama doğrusunu kimse bilmiyor.
Neyse konu uzamasın  ;)

Çevrimdışı Mk1GTI

  • İleti: 5819
    • Profili Görüntüle
  • Otomobil: VW Golf mk1 GL
  • Şehir: Çanakkale
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #10 : 01 Haziran 2008, 12:29:36 »
Cep delik Cepken delik misali....  Türkiyede yiyicilik çok uzun zamandan beri var ve arabanın maliyet bilançosu hesaplandığı zaman ithal etmek daha mantıklı bir çözüm gözükmekte....  Ama bu en yanlış yaklaşım.... Geçen sigaramı yakmak için ataşim bitmiş bakkaldan kibrit aldım ve arkasında Madein Hindistan yazdığını gördüm ve yazıklar olsun dedim kibriti bile ithal ediyoruz daha ne bekliyoruzki bu memleketten....  Devlet en başta olmak üzere sanayicinin ambargocusu bu memlekette ve böğle olmaya devam ettikçe biz daha çok şeyler kaybederiz.... 

 Komplocuları başka yerde aramanın bir anlamı yok kendimiz buna dahiliz...
"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar"

Çevrimdışı Halil Kara

  • İleti: 1794
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #11 : 01 Haziran 2008, 13:01:56 »
Cep delik Cepken delik misali....  Türkiyede yiyicilik çok uzun zamandan beri var ve arabanın maliyet bilançosu hesaplandığı zaman ithal etmek daha mantıklı bir çözüm gözükmekte....  Ama bu en yanlış yaklaşım.... Geçen sigaramı yakmak için ataşim bitmiş bakkaldan kibrit aldım ve arkasında Madein Hindistan yazdığını gördüm ve yazıklar olsun dedim kibriti bile ithal ediyoruz daha ne bekliyoruzki bu memleketten....  Devlet en başta olmak üzere sanayicinin ambargocusu bu memlekette ve böğle olmaya devam ettikçe biz daha çok şeyler kaybederiz.... 

 Komplocuları başka yerde aramanın bir anlamı yok kendimiz buna dahiliz...

Ben maliyetten dolayi olacagini sanmiyorum.Tabi ki Turkler su anda arac uretimi yapsa yilalrin deneyimine sahip Almanlar,Japonlar gibi arac uretemez ama en azindan bir Hindistan'in Tata sindan, Reno nun Dacia sindan daha kaliteli araclar uretilebilir.Burda devletin tesviki onemli.Bunun icin bir kac kez adim atildi ama ithalatcilarin isine gelmedi.Bunun basinda da Dogus Otomotiv vardir.Su anda c segmentinde bir megane kadar bir astra kadar iyi olmasa da bir Turk araci olsa ayni fiyatta olsa neden ben Alman araci alayim gider Turk otomobili alirim.Evet simdi herkes kaliteli aracin ne oldugunu anliyor eskisi gibi sahin dogan uretilse peynir ekmek gibi gitmez ama Turkiye nin elindeki imkanlar da azimsanacak nitelikte degil.Bu konular tabi ki bizim karar verecegimiz tartisarak cozebilecegimiz seyler degil ama herkeste enayi degil.Bu tip masallarla uyutulmak hos degil.Yok Cumhurbaskani aractayken benzini bitmis bilmem ne hos seyler degil...
Hosca kalin.

Çevrimdışı gültekin77

  • İleti: 2392
  • Hayat sürprizlerle dolu...
    • Profili Görüntüle
  • Otomobil: 2003 BORA TDİ 130 HP OTM.
  • Şehir: Bursa
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #12 : 14 Temmuz 2011, 01:26:21 »
"Devrim" arabaları...
Başlık açacaktım konu varmış,aktif olsun...
Konuyu açan arkadaşa teşekkür ediyorum,konu başlığına Devrim'i de eklerse daha iyi olacağını düşünüyorum.
İnanıyorum er yada geç,güzel ülkemin güzel bir araba markası olacaktır. :)

Karakter alışverişte ortaya çıkar.

Çevrimdışı BerkG

  • İleti: 155
  • Ispartada komandoluk şerefine nayil oldum..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'nin ilk otomobili ve tarihçesi
« Yanıtla #13 : 14 Temmuz 2011, 09:45:28 »
en azından bizimde bi yerli aracımız olurdu..yurt dışına özelliksiz yurt içinde ful donanımlı araçlara binerdik hemde ucuza :)
PhoeniX