Gündüz, farlarınız da yolunuz da hep açık olsun! Yalnızca görmek için değil, 'görülmek' için farlarınızın gündüz açık olması gerekir.
Çünkü farlarınız açık olduğunda, önünüzdeki, arkanızdaki ve karşınızdaki sürücüler tarafından fark edilmeniz çok daha kolay. Yapılan tüm araştırmalar.
Sollamak ya da sollamamak: Hayati bir karar!
Doğru yerde, doğru zamanda, doğru hızda, doğru viteste sollamak!
Yapılması gereken bu. Çünkü sollama, özellikle uzun yolda, sürücünün yapacağı en zor manevralardan biri.
Sollanan aracın yapacağı ani hareketlerin, sollayanı zor durumda bırakabileceği mutlaka hesaplanmalı.
Ayrıca, özellikle bozuk, yokuş aşağı ve virajlı yollarda kesinlikle sollama yapılmamalı; uygun yol durumu beklenmeli.
Sürücü, sollama manevrası yapmadan önce aynalarını kontrol etmeli, arkasından da sinyal vermeli. Daha sonra da, aynaları tekrar kontrol ederek trafiğin uygunluğuna göre sollama yapılmalı.
Takip mesafesi nedir, nasıl ölçülür?
Uzun yolda, önünüzdeki araçla aranızdaki mesafe, takip mesafesidir.
Ölçmek için önünüzdeki aracı, yol kenarındaki sabit bir objenin (mesela bir yol levhası) önünden geçerken izleyin. Sizin, bu objenin yanından, en erken iki saniye sonra geçmeniz gerekir. (Saniye ölçmek için kullanılan en bildik yöntem 'bin bir, bin iki' şeklinde sesli olarak saymaktır.)
Sabit objenin yanından daha kısa bir süre içinde geçerseniz, önünüzdeki araca gereğinden fazla yakınsınız demektir.
Unutmayın;
arka camları görüşe olanak sağlamayan araçlarla aradaki takip mesafesi, alışıldığı gibi 2 saniye değil, 3-4 saniye olmalı. Kötü hava koşulları için de bu durum geçerlidir.
Hava yastıkları, hayat kurtarır
(Doğru kullanıldığı takdirde!)
Hava yastıklarının ortalama ağırlık ve boydaki yetişkinleri korumak için tasarlandığı bilinmektedir.
Bu durumda, olası kaza durumları düşünülürse, 10 yaşından küçük çocuklar kesinlikle ön koltukta seyahat etmemeli; hava yastıkları, mutlaka emniyet kemerleri ile birlikte kullanılmalı.
Suların yarattığı tehlike: Aquaplaning.
Uzun yolda mutlaka karşılaşılan bir tehlike: Yoğun yağmur suları, yolun bir bölümü üzerinde birikebilir, hatta yolu tamamen kaplayabilir.
Yüksek hızlarda bu yüzeylere girildiğinde, aquaplaning yani 'su yastığı üzerinde kızaklama, kayma' ile karşılaşmanız çok normal.
En doğru yöntemler, yağmurlu havalarda önde uzanan yolun çok iyi belirlenmesi, hızın azaltılması, takip mesafesinin arttırılması. Ayrıca, ani yavaşlamalarda arkadan gelen araçlar, mutlaka dörtlü flaşörler yakılarak uyarılmalı .
Hatalı ve eski lastik kullanımı, otomobilinizin karakterini değiştirir.
Farklı basınç değerleriyle şişirilmiş, dişleri aşınmış, yanakları yıpranmış ya da cinsleri farklı lastikleri bir arada kullanmanız, özellikle virajlara girildiğinde otomobilinizin ön ya da arkasının kaymasına, patinaj yapmasına, direksiyon hakimiyetinizin azalmasına neden olur.
Ayrıca, unutmayın: Lastiğin en büyük düşmanı fazla ısıdır. Fazla ısıya da dışarıdaki havanın sıcaklığı değil, lastiğin içindeki düşük hava neden olur.
Yolculuk yakında bitiyor.
Aman gevşemeyin!
Özellikle yaz aylarında yapılan yolculuklarda sürücülerin varacakları yere yaklaştıklarında sabırsızlandıkları, hızlarını arttırdıkları gözlenir.
Ayrıca, yolculuğun sonuna varıldığından, dikkat azalmış, yorgunluk ortaya çıkmıştır. Bu gibi durumlarda en iyisi, varılacak noktaya az bir süre kala mola vermektir.
Ön camınız kırıldı ya da çamur sıçradı... Telaşa gerek yok.
Eğer ön camın birdenbire kırılması sonucu görüşünüz kısıtlanmışsa, derhal sağ sinyal verin ve mümkün olan en hızlı biçimde yavaşlayarak güvenli bir yerde durun. Aslında öndeki aracın niteliğine ve duruma göre, çamur sıçrama olasılığını önceden saptamak mümkündür. Bu durumda tedbir olarak, silecek ve su fıskiyesini önceden çalıştırın.
Durup dururken tehlike yaşamayın.
İyi fren yapmak için, fren pedalına basın ve sonra ayağınızı pedalın üstünden yavaş yavaş çekerek freni gevşetin. Bu, tekerleklerin yeniden dönmesini ve dönerek yavaşlamasını sağlar. ABS; fren sırasında tekerleklerin kızaklanmasını önleyen ve size manevra imkanı veren bir sistemdir. Ancak lastikleriniz iyi durumda değilse ve havaları eksikse, ABS görevini yerine getiremez. ABS kullanımı, normal fren kullanımından farklıdır. ABS'de tehlike anında fren pedalına sonuna kadar basmak, yavaşlama ve durma sağlanıncaya kadar pedaldaki basıncı düşürmemek gerekir.
Sis yoğunlaşıyor... En iyisi hiç ısrar etmemek.
Sisli havalarda yol sınırı belirsizleşir. Yolun nereye gittiğini anlayamayız. Çift yönlü bölünmemiş yol kısımlarında giderken, yolu belirlemek için asla orta çizgileri takip etmeyin: Karşı yönden gelen bir sürücü de aynı şeyi düşünmüş olabilir. Ayrıca, ön camlarda oluşan su taneciklerine karşı, silecekleri sık sık çalıştırmanız gerek. Aslında en iyisi, sis varsa yola hiç çıkmamak. Güvenli bir yer bulun, zaman geçirin. Bırakın sis biraz dağılsın.
Doğru oturuş, doğru direksiyon tutuşu.
Önce omuzlarınızı koltuğa yaslayın. Omuzlarınızı koltuktan ayırmadan, sağ elinizi direksiyonun en üstüne (saate göre 12 yönünde) uzatın. Bileğiniz bu noktayı rahatça kavrasın. Koltuk ayarınızı bu oturuşa göre yapın. Sonra da kollarınızı saate göre 09.15 konumuna getirin.
Bu, doğru tutma biçimidir. Üstelik böylece sürüş sırasında daha az yorulursunuz.
Flaşörlerin asıl görevi nedir?
Dörtlü ikaz lambaları, halk arasındaki deyişle flaşörler, karşılaştığınız bir tehlikeyi arkadan gelene bildirmek için kullanılır.
Bu ikaz lambalarının tünellerde ya da sisli havalarda yakılması yanlıştır. Gün içinde kısa farlarınızı, sisli havalarda ise sis lambalarınızı yakmanız gerektiği düşünüldüğünde, bu farların sizi zaten yeterince görünür kılacağı açıktır.